istanbul’ da soylulaştırma / gentrification in istanbul
” kentsel dönüşüm ” adı altında yapılmaya çalışılan, şehrin o bölgede yaşayanlarına terk edilemeyecek kadar değerlenmiş bölgelerinde yaşayan insanları çeşitli tutulmayacak vaadler ya da tehditlerle oralardan çıkartıp o bölgeleri kaymak tabakanın yaşam ya da tüketim alanına çevirerek bundan rant sağlamaktır.
yükleniş olan dosyadafatih pınar’ ın dokuz yağma projesi ( ayvansaray, balat, derbent, haliç tersaneleri, kumkapı, süleymaniye, sulukule ve tarlabaşı ) üzerine yaptığı foto-röportajlar bulunmaktadır…
photo-reportages about the nine gentrification projects ( ayvansaray, balat, derbent, haliç tersaneleri, kumkapı, süleymaniye, sulukule and tarlabaşı) in istanbul… ( all are english subtitled except the one about emek cinema )
türkçe / english subtitled !!!
indir / download:
http://rapidshare.com/files/447356862/soylulastirma-_gentrification.part1.rar
http://rapidshare.com/files/447352281/soylulastirma-_gentrification.part2.rar
Şubat 12, 2011 7:58 pm
Yenileme projesinin iptali için açılan davada Belediye, Güneydoğudan gelenlerin bölgeyi kirlettiğini ileri sürdü.
Fener-Balat-Ayvansaray’ı “davetiye usulü” ihaleyle Başbakan Erdoğan’ın damadına, Çalık Grubu’na veren Fatih Belediyesi, 70-80 yıldır bölgede yaşayan dar gelirli aileleri Güneydoğulu oldukları için Balat-Ayvansaray’ı kirletmekle suçladı. Belediyenin mahkemeye verdiği belgede “Güneydoğu’dan göç eden dar gelirli insanlar bölgenin giderek çökmesine ve kirlenmesine yol açmıştır” denildi.
Güneydoğulular kirletmesin diye kentsel dönüşüm kararı alınmış
2007 yılından beri mahallelinin bölgeyi terk etmesi için korkutma yolunu deneyen Belediye, mahalle halkının avan projeye karşı açtığı davada kentsel dönüşüm yapılmasının nedenini kirlilik olarak açıkladı.
Fabrikalardan kaynaklanan kirliliğin kamulaştırma, çamurlu ve pis suyun kollektörlerle toplanması yoluyla çözüldüğünü aktaran belediye, Yahudi ve Rum nüfustan boşalan alanları dolduran Güneydoğulular yüzünden doğan kirliliğe karşı kentsel dönüşüm kararı alındığını belirtti.
Belediyenin mahkemeye sunduğu belgede şu cümleleri kullandı: “… bu alanda ikâmet eden Yahudilerin İsrail’e ya da İstanbul’un başka alanlarına taşınmış olması, aynı şekilde Rum nüfusun göç etmiş olması ve onların terk ettiği alanlara Güneydoğu’dan göç eden dar gelirli insanların yerleşmeleri, Balat-Ayvansaray’daki yapılaşmanın giderek çökmesine ve kirlenmesine yol açmıştır. Bu sebeple bu alan Bakanlar Kurulunca ‘Kentsel Yenileme’ alanı ilan edilmiştir.”
Belediye, tarihi çarpıtmaya çalışıyor
Belediye, Haliç’te fabrikaların olduğu dönemde yaşanan kirliliğin boyutlarını aktarmak için “Haliç kıyılarından insanlar burunlarını kapayarak geçer hale gelmiştir” ifadesi kullanırken, sanki o dönemde Kürtler ve dar gelirliler bölgede yaşamıyormuş izlenimi vermeye çalıştı.
Oysa Cumhuriyetin ilk yıllarından beri çoğunlukla Yahudilerin sahip olduğu fabrikalarda, farklı milletlerden emekçiler birlikte çalışıyordu. Dönemle ilgili kaynaklarda kirliliğe yol açan Haliç kıyısındaki fabrikalarda çalışmak için emekçilerin Fener ve Balat’taki küçük ve bakımsız evlerde yaşadıkları belirtiliyor.
Emekçiler güneydoğulu, patronlar Kürt
Mahkemeye sunulan belgeler, konu emekçiler olduğunda Roman ve Kürt açılımının işlemediğini yine gösterdi. AKP’li belediyeler daha önce Sulukule ve Tarlabaşı’ndaki emekçileri hırsızlık, fuhuş, işgalci olarak nitelemişlerdi. Bu defa Fatih belediyesi Fener-Balat’taki halkı “Güneydoğudan gelenler” olarak tanımladı.
AKP’nin “Kürt açılımı“yla Fatih belediyesi geçtiğimiz yıl Diyarbakır’ın Hazro belediyesi ile kardeş belediye yapılmıştı. Ancak “ileri demokrasi”nin kadrajına Kürt emekçilerin sığmadı. Diyarbakırlı başkanla yönetilen Belediyenin, bölgeyi kirlettiğini söylediği Güneydoğuluların, aynı zamanda Kürt olduğunu söylemekten kaçındığı gözlendi.
Yapıları belediye çürütmüş olmasın!
Bölgedeki bakımsız ve yıkılmaya yüz tutmuş binaların önemli bir kısmının mülkiyeti Fatih Belediyesine ait. Diğer binaların onarımını yapmayan Belediye, yıllarca kira aldığı kendisine ait binaların da en küçük onarımlarını bile gerçekleştirmedi. Hatta bölgenin sit alanı olduğunu ileri sürerek kiracıların onarım yapmasını güçleştirdi.
Ama Erdoğan’ın damadı konu olunca Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, yüzlerce evin yıkılacağını, 900 ailenin bölgeden sürüleceğini söylemekten kaçınmadı. Kendi kiracılarını muhatap olarak görmeyen Belediye, şimdi yapıların çökmesinin sorumluluğunu Kürt emekçilere atmaya çalışıyor