1 mayıs’ta anarşist blok çağrısı / istanbul
Yaklaşan 1 Mayıs’a istinaden çeşitli anarşist birey ve gruplar (yeşil anarşistler, anarko-komünistler, bireyci anarşistler, isyancılar, anarko-feministler, anarko-quvirler, hayvan kurtuluşçuları, eko-anarşistler, anarko-punklar)olarak bu sene de devlete, sermayeye, faşizme, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe, militarizme, homo/transfobiye, türcülüğe, ekolojik soykırıma ve tahakkümün her biçimine karşı mücadele etmek için sokaklara çıkmaya karar verdik.
1 Mayıs veya bunun gibi “resmileşmiş” günler bizim için büyük anlamlar ifade etmiyor. 1886 yılının 1-4 Mayıs günlerinde Şikago’da patlak veren sınıfsal çatışmanın ardından gelen katliam, insanlık tarihine kazınmış başka bir kara lekedir sadece. 1 Mayıs, ezilenlerin efendilerine karşı açtıkları isyan bayrağının sembolleşmiş günlerindendir. Ancak bizler 1 Mayıs’ı sınıfsal ve sosyal çatışmaların indirgendiği, fetiş haline getirildiği bir gün olarak görmüyoruz. Bu yüzden 1 Mayıs’ı yerlere göklere sığdırmayacak ne bir söylemimiz olacak ne de “devrim şehitlerinin huzurunda” nostaljik bir anma seremonisi için herhangi bir girişimimiz olacak.
1 Mayıs bizim için; kapitalizme, devlete ve her türden tahakküm biçimine karşı her gün olduğu gibi sokaklara çıkıp öfkemizi ve özgür bir dünya tahayyüllerimizin peşinden koştuğumuz günlerden sadece birisidir. Toplumsal devrim ve yıkım hayali kuranların sisteme karşı dayanışmacı mücadele olasılıklarını keşfetmek amacıyla eylemde buluşabilmek için bu sene de 1 Mayıs’ta kendi belirlediğimiz alanlarda özgücümüzün yettiği ölçüde sokaklarda olacağız.
Geçtiğimiz senelerin hantal ve tekdüze duruşlarını aşarak bu sene, her bireyin veya grubun kendisini doğrudan ifade edebildiği, kendi inisiyatifiyle doğrudan katılımını sağladığı, bir kortejin askerî nizamda yürüyen piyonu olmaktansa herkesin yaratıcı-yıkıcı mücadelenin baş aktörü olduğu anarşist grup ve bireylerden oluşan bir yürüyüş gerçekleştirmek istediğimizi önceden belirtelim. Böyle bir perspektifle, hazırlık süreçlerimizde, önyargıların, ideolojik-örgütsel dayatmacılığın, tekdüzeliklerin tartışılmayacağına emin olabilirsiniz. Devletin,
efendilerin ve sermayenin olmadığı bir dünya için mücadele eden anarşistlerin çoğu eğiliminin, kendisini ötekine dayatmadığı ölçüde dayanışma içerisinde yanyana hareket edebileceğine inanıyoruz .
Yürüyüşler, benzer eğilimli her türden insanın yanyana geldiği, birlikte yürüdükleri etkinliklerdir. Her gruptan ya da eğilimden yoldaşlar, kendi bayrak-pankartlarıyla ve sloganlarıyla ard arda veya yan yana yürüyebilmeliler. Miting ve eylem alanlarında otoriter sol örgütlerin arasına kaynayarak etkisiz hale getirilmektense, anarşist ve anti-otoriterlerin dayanışmacı yanyanalığının, mücadele ettiğimiz dünyanın daha net anlaşılabilmesi yolunda anlamlı görüyoruz.
O nedenle, kapitalizme, milliyetçiliğe, militarizme, endüstriyalizme, türcülüğe, homofobiye, patriarkaya ve otoriteryanizme karşı hep birlikte dayanışmacı bir mücadeleyi arzulayanları Mecidiyeköy’de buluşmaya çağırıyoruz.
may day call from istanbul…
Bir Cevap Yazın