Archive for the Autonomism Category

insurrection # 1 – 6

Posted in Anarşizm (Anarchizm), Anti Faşizm (Anti Fascism), Anti Kapitalizm (Anti Capitalism), Autonomism, Dergiler ve Fanzinler (Magazines and Fanzines), fanzinler ve dergiler ( fanzines & magazines ) on Mart 18, 2010 by anticopyrighttr


Jean Weir’in editörlüğündeki Elephant Editions Birleşik Krallık’ta 1980’lerde yayınlanılan anarşist bir dergi. Ayaklanma ve Baskı ile ilgili haberlerle birlikte, İtalyan anarşist isyankar Alfredo M. Bonanno’nun bazı metinlerinin İngilizce çevirilerini gerçekleştirdi, sağlam duruşu ve çatışmacı analizleriyle, hala yüksek kaliteli devrimci anarşist bir yayının örneği olarak duruyor.

“Ayaklanma”, o zamanlarda isyankar anarşist teori ve metodolojinin temel perspektiflerini taşıyan ilk yayın. “Yakınlık Grubu”, “Neden Ayaklanma”, “İşçiciliğin ve Sendikacılığın Ötesi”, “Resmi olmayan Örgüt”, “Sentezler yapısının Ötesi”, “Yeni bir tasarımsallığa doğru” ve “Otonom Taban Çekirdeği” gibi metinlerle karşılıklı olarak bilgilendiren ve aydınlatan eylem haberleriyle bu gibi teorik metinler, her yerdeki kontrol edilemezlerin elinde “tehlikeli” araçlara dönüştü, tüm dünya da gelişti ve yayıldı.

Doğrudan eylem, strateji, örgütlenme, ayaklanma, anti-militarizmden güncel olaylara,ekoloji, üretimdeki değişikler, ekonomi, Filistin, şehir isyanları, anti nükler mücadeleye ve daha fazlasına; derginin kapsamı çok genişti. “Ayaklanma”nın sanat ve tasarım çok güzeldi, bir çok konudaki illistrasyonve grafik çalışmaları ünlü radikal sanatçı ve anarşist, Clifford Harper’ın grafik editörlüğündeydi. “Ayaklanma” devrimci mücadele projesi için bir araç olarak tasarlandı ve kesinlikle, 20 yıl sonra bile devlet karşıtı ve anti-kapitalist mücadeleyi bilgilendirme, eğitme, esinlendirmedeki tutarlı yaşayan ruhunu koruyor.

Bazı kapitalist parazitler (“antikacı” ve “az bulunur” kitapları satan sahaflar) “Ayaklanmayı” ve diğer “Elephant Editions” yayınlarını yüksek üretim değerleri ve süregelen çekiciliğinden dolayı pahalıya satıyorlar. Paranızı sakın Elephant Editions kitapları için herhangi bir internet üzerinden “antikacı”lık yapan kitapçıya vermeyin ve kendi kopyalarını basan kendi yerel anarşist dağıtımcınızı destekleyin, makul fiyatlara doğrudan Elephant Editions’tan isteyin. Kendi Elephant Editions metinlerinizi basın ve yerellerinizde dağıtın, fikirler silahtır! Yakında çıkacak yeni kopyalar için takip edin.

Bilgi ekonomisinin aşırı doygunlaştığı dijital dünyada, Elephant Editions bu sistemden hiçbirşey beklemeyen, onun yıkımı için çabalayan, özgürlük ve anarşiye doğru kendi bilinmeyen yollarımıza başlamak isteyen yıkıcı ve tutkulu bireyler için “karşı bilgi” dağıtıyor.

Ayaklanma #0 (Dossier ‘Comiso’) / Aralık 1982

Bazı Makaleler:
Neden Ayaklanma?
“Comiso” dosyası (italya’daki antimilitarist mücadele hakkında)
Anarşist Anti-militarizme doğru
İtalya’da İşkence
Devrimci Eylem Dökümanı

Ayaklanma #1 / Nisan 1984
Bazı Makaleler:
Ayaklanma’nın mantığı
Eğlence için vandalizm yararlı değil
Şehri durdurmak? – Bilgiden saldırıya
Barselona’da sokak politikaları

Ayaklanma #2 / 1984
Bazı Makaleler:
Strateji ve Metodlar
Madencilerin sorusu
Karşı-devrimin yeni biçimleri
Sergoiva Cezaevi’nden Otonom Gruplarla röportaj
Orazio Valastro’dan mektup

Ayaklanma #3 / 1985
Bazı Makaleler:
Şiddet ve şiddetsizlik
Yardım severlik üzerine
Sendikacılıkta “Pannekoek” (Antonie Pannekoek)
Carmaux’ta madencilerin grevi
Anarşizm ve Ulusal Kurtuluş Mücadelesi
Tehlikeli Kesin Ölümün yarı yolunda – Devrimci Hücreler

Ayaklanma #4 / Mayıs 1988
Bazı Makaleler:
Sosyal Çatışma
İşçiciliğin Ötesinde, Sendikacılığın ötesinde
Otonom Taban Çekirdekleri
Yakınlık Grubu
Sentezler yapısının ötesinde
informel örgütlenme
Enternasyonalizm
Filistin

Ayaklanma #5 / Ekim 1988
Bazı Makaleler:
Bir sınıf sorusu
Teknolojiye Karşı
Ekolojiye Karşı
Pinelli, Onuncu yılında
Bilgi Teknolojilerinde Sabotaj

Ayaklanma #6 / Eylül 1989
Bazı Makaleler:
Hatalı bir problem
Irkçılığa karşı anarşistler
Ekolojik Ludizm: Montedison Patlamaları
ALF: İktidarın Labaratualarına vuruş
Filistin: Eylem Zamanı

Insurrection from Elephant Editions ( the six issues )

ingilizce / english !!!

indir / download:

http://rapidshare.com/files/365001507/insurrection.rar

ispanya’ nın kanı

Posted in '36 ispanya devrimi ( '36 spanish revolution ), Anarşizm (Anarchizm), Anti Faşizm (Anti Fascism), Anti Kapitalizm (Anti Capitalism), Autonomism, e-kitap ( e-book ), emek hareketleri ( worker movements ) on Mart 15, 2010 by anticopyrighttr

İspanya’nın Kanı, katılanların doğrudan tanıklığı ile hazırlanmış, sistematik, paha biçilmez bir sözel tarih çalışması. Herşeyi yeniden anımsatan, hayranlık uyandıran, dıştan değil, ‘içten’ aktaran bir tarih…

İspanya iç savaşına ilişkin olarak herşeyin söylenip, yazıldığı sanılan bir dönemde, Ronald Fraser, halkın belleğinden, çatışmanın sonuçlarının sıkıntısını yaşayan sıradan insanlardan hareketle tamamiyle yeni bir görünüm çiziyor…

Kitap hâlâ öğrenilmesi ve unutulmaması gereken ne kadar çok şey olduğunu sergiliyor..

Ronald Fraser’ s book, ” The Blood of Spain ” …

TÜRKÇE / TURKISH !!!

indir / download:

http://www.mediafire.com/?odmczzjddyo

underground [ 1976 ]

Posted in ABD (USA), aktivizm (activism), Anti Faşizm (Anti Fascism), Anti Kapitalizm (Anti Capitalism), Autonomism, Belgesel (Documentary), Sınıf Savaşı (Class War), yakın tarih ( near history ), Şehir Gerillası (Urban Guerilla) on Mart 14, 2010 by anticopyrighttr

underground, 1976 yapımı, demokratik toplum için öğrenciler ( students for a democratic society [ sds ] ) den çıkan silahlı mücadeleyi benimseyen weather underground üzerine yapılmış bir belgesel. belgeselde weather underground üyelerinin illegale geçişlerinin ardından yapılmış röpörtajlar ve yaşanalar zamanındaki savaş karşıtı müdaleler ve sivil haklar hareketi’nin mücadelelerine de yer verilmiş.

Underground is a 1976  documentary film about the members of the Weather Underground  founded as a militant faction of the Students for a Democratic Society (SDS), who fought to overthrow the U.S. government during the 1960’s and 1970’s. The film consists of interviews with members of the group after they went underground and footage of the anti-war and civil rights protests of the time.

Underground combines interviews with and archival footage of the Weather underground members to provide a picture of this group, their opinions on American society, and their hopes for the future. The filmmakers use the material from their interactions with the Weathermen Bill Ayers, Kathy Boudin, Bernadine Dohrn, Jeff Jones and Cathy Wilkerson to structure its exploration of the formation and direction of the group. The film begins by presenting images and words that describe the Weathermen’s process of being radicalized in the 1960’s through the Civil Rights Movement, the anti-war movement, and communist revolutionary  struggles in Cuba, Russia  and China, as well as historical struggles in the United States over Native American Rights and labor issues. The film moves on to discuss the Weathermen’s analysis of American society, addressing those who have inspired them, and further explaining the reasons behind their militancy, while also introducing the issue of tactics. The final section of the film addresses the group’s use of property destruction as a way to bring about change and destabilize the current, and in their view, corrupt system.

İNGİLİZCE / ENGLISH !!!

indir / download:

http://rapidshare.com/files/283059436/underground.1976.avi.001
http://rapidshare.com/files/283062642/underground.1976.avi.002
http://rapidshare.com/files/283065959/underground.1976.avi.003
http://rapidshare.com/files/283068775/underground.1976.avi.004
http://rapidshare.com/files/283071609/underground.1976.avi.005
http://rapidshare.com/files/283074270/underground.1976.avi.006
http://rapidshare.com/files/283078126/underground.1976.avi.007
http://rapidshare.com/files/283080356/underground.1976.avi.008

not / ps: parçalanmış avi dosyalarıdır; hj spilt  ile birleştirebilirsiniz / spilted avi files, you can join them by using hj spilt.

http://www.freebyte.com/hjsplit/

imparatorluk – michael hardt & antonio negri / empire – michael hardt & antonio negri

Posted in Anti Kapitalizm (Anti Capitalism), Autonomism, e-kitap ( e-book ), insan hakları (human rights), küreselleşme ( globalization ) on Mart 5, 2010 by anticopyrighttr

Ulus-devletlere dayalı çağ sona erdi. Sermaye küresel çapta önüne çıkan her engeli yıkıyor: Seattle’dan Cenova’ya uzanan isyan dalgasına rağmen, muhalefet güçleri zayıf; karamsarlık iliklere işlemiş durumda. Mevcut durumu açıklamakta emperyalizm kavramı yetersiz kalıyor; yeryüzünü ele geçirmekte olan merkezsiz ve topraksız egemenlik aygıtını Hardt ve Negri İmparatorluk diye adlandırıyor. Adalet kaygısından yoksun biçimde işleyen sömürü mekanizmaları artık fabrika duvarları ve ulus-devletin sınırlarıyla yetinmeyerek yeryüzünün her köşesine yayılmıştır. Ama İmparatorluk özgürleşmek için yeni imkanlar da sağlamaktadır. İktidarın küreselleşmesi iktidar karşıtlarının küreselleşmesini de beraberinde getirmiştir; bütün yeryüzü yurt edinerek, evrensel yurttaşlık hakkını savunarak insanlığı kucaklayacak gerçek bir enternasyonalizmin temellerini atabilir, hayatlarını otonomlaştırarak yeniden üretebilir; İmparatorluğun her yerdeki kalbine yine her yerden darbe indirebilirler.

Empire is written by Antonio Negri and Michael Hardt. The book, written in the mid 90s, was published in 2000 and quickly sold
. In general, the book theorizes an ongoing transition from a “modern” phenomenon of imperialism, centered around individual nation-states, to an emergent postmodern construct created amongst ruling powers which the authors call Empire (the capital letter is distinguishing), with different forms of warfare:

If the rise of Empire is the end of national conflict, the “enemy” now, whoever he is, can no longer be ideological or national. The enemy now must be understood as a kind of criminal, as someone who represents a threat not to a political system or a nation but to the law. This is the enemy as a terrorist…. Hardt and Negri get this absolutely right when they say that in the “new order that envelops the entire space of… civilization”, where conflict between nations has been made irrelevant, the “enemy” is simultaneously “banalized” (reduced to an object of routine police repression) and absolutized (as the Enemy, an absolute threat to the ethical order”)

They proceed to elaborate a variety of ideas surrounding constitutions, global war, and class. Hence, the Empire is constituted by a monarchy (the United States and the G8, and international organizations such as NATO, the IMF or the WTO), an oligarchy (the multinational corporations and other nation-states) and a democracy (the various NGOs and the United Nations). Part of their analysis deals with “imagine[ing] “resistance to it”, but “the point of Empire is that it, too, is “total” and that resistance to it can only take the form of negation – “the will to be against”. The Empire is total, but economic inequality persists, and as all identities are wiped out and replaced with a universal one, the identity of the poor persists.

türkçe / english !!!

indir / download:

türkçe / in turkish:

http://rapidshare.com/files/373164166/ae_mparatorluk_-_Michael_Hardt___Antonio_Negri.rar

ingilizce / in english:

http://www.mediafire.com/?yjmmmjzqyzy

italya’ da işçi konseyleri deneyimi – antonio gramsci

Posted in aktivizm (activism), Anti Kapitalizm (Anti Capitalism), Autonomism, e-kitap ( e-book ), emek hareketleri ( worker movements ) on Mart 4, 2010 by anticopyrighttr

1920 yılı Mart’ında Torino’da oluşan fabrika konseylerini dağıtmak amacıyla, işverenlerin lokavta gitmesi, dünya çapında en önemli işçi komiteleri ve konseyleri deneyimlerinden birinin gelişmesine yol açtı. Deneyimin önderliğini yapan Torinolu sosyalistler arasında, Antonio Gramsci en göze çarpan kuramcı idi. Lokavtı bütün Piemonte bölgesini kucaklayan bir genel grev izlemişti. Ağustos ayında Milano’da ilan edilen lokavt ise, fabrika işgalleri ile yanıtlandı. Fabrikalar işçi komitelerinin denetimi altında üretime devam ettiler. Aynı dönemde İtalya’da köylülerin toprak işgalleri de yaygınlaştı. Gramsci’nin o günlerde sıcağı sıcağına yazdığı makaleler, sosyalist demokrasi, işçi konseyleri, katılım tartışmaları bakımından hala güncelliğini korumakta, ilginç ve önemli bir deneyime ışık tutmakta.

Antonio Gramsci’ s long article ( from political writings ) , published as a book in Turkey, ” The Experience of Worker’ s Councils in Italy”

türkçe / turkish !!!

indir / download:

http://www.mediafire.com/?1zgnmtanozq

anarşizmin tarihi – imkansızı istemek ! / demanding the impossible – peter marshall

Posted in Anarşizm (Anarchizm), Anti Faşizm (Anti Fascism), Anti Kapitalizm (Anti Capitalism), Anti Militarzim (Anti Militarism), Autonomism, e-kitap ( e-book ), emek hareketleri ( worker movements ), şehir ve direniş ( city and resistance ) on Mart 3, 2010 by anticopyrighttr

Devletsiz, efendisiz, patronsuz ve tanrısız “saf toplum ideali” , insanlık tarihi kadar eski bir zaman diliminden akarak günümüze kadar gelmiştir. Peter Marshall’ın “anarşi ırmağı” dediği bu uzun süreç bazen genişleyerek, bazen yeraltı sularına karışarak varlığını sürdürmüş, 1917 Ekim Devrimi’nde, 1936-1939 İspanyol İç Savaşı’nda çoşkun dalgalarıyla insanlığa yeni umut kapıları açmıştır.

Yaşadığımız döneme kadar genellikle Komünist Enternasyonel akımlarının ve devletli komünizmlerin gölgesinde kalan anarşist akımlar sendikal faaliyetlerde, kültürel akımlarda, feminizmle ekoloji hareketlerinde, pedagojiyle kitle psikolojisi alanlarında, bunlara ek olarak günümüzün küreselleşme karşıtı hareketlerinde varlığını hissettirmiş ve derin kökleri olan düşünsel zenginliğini her defasında sergilemiştir.

Peter Marshall, bu kapsamlı eleştirel tarih çalışmasında, anarşist fikir ve hareketlerin kökenleriyle günümüze kadar olan gelişimini izliyor. Proudhon, Kropotkin ve Godwin gibi kuramcıların yanı sıra Errico Malatesta ile Michael Bakunin gibi eylemcilerin görüşlerini, daha geniş kapsamlı anarşist geleneğin içinde ele alarak özgül tarihsel ve kişisel bağlamlarına yerleştiriyor.

Bu kitapta, geçmişten günümüze bütün anarşist akımların yanı sıra, Tolstoy gibi bir romancının, Gandhi gibi bir siyasetçinin birer anarsişt olarak çizilmiş portrelerini buluyoruz. 1968 Ayaklanmaları sırasında, anarşist sloganlarla öğretilerin, kitle hareketleri ve sendikal akımların içinde nasıl belirdiğini, gerçeklik kazandığını görüyoruz.

Anarşizmin Tarihi geniş, derin fikirler ve akımlar yelpazesine rağmen, temel amacından sapmadan, güncel sorunlarla ilgili pek çok çözümleme ve değer sunan bir anarşist geleneğin var olduğunu kanıtlıyor. ( 941 sayfa )

‘To be governed means that at every move, operation or transaction one is noted, registered, entered in a census, taxed, stamped, priced, assessed, patented, licensed authorised, recommended, admonished, reformed … exploited, monopolised, extorted, pressured, mystified, robbed; all in the name of public utility and the general good.’

So said Proudhon in 1851, and from the Ancient Chinese to today’s rebel youth many have agreed.

Navigating the broad ‘river of anarchy’, from Taoism to Situationism, from Ranters to Punk rockers, from individualists to communists, from anarcho-syndicalism to anarcha-feminists, Demanding the Impossible is an authoritative and lively study of a widely misunderstood subject. It explores the key anarchist concepts of freedom and equality, authority and power, society and the state and investigates the successes and failures of anarchist movements throughout the world. It covers not only the classic anarchist thinkers, such as Godwin, Proudhon, Bakunin, Kropotkin, Reclus and Emma Goldman, but also other libertarian figures, such as Niezsche, Camus, Gandhi, Foucault and Chomsky. No other book on anarchism covers so much so incisively.

In this updated edition, a new epilogue examines the most recent developments in theory and in practice, including ‘post=anarchism’ and ‘anarcho-primitivism’ as well as the anarchist contribution to the peace, green and Global Justice movements.

TÜRKÇE / ENGLISH !!!

türkçe indir / download in turkish:

http://rapidshare.com/files/358379715/anarsizmin_tarihi.rar

ingilizcesini indir / download in english !!!

http://rapidshare.com/files/358394829/demanding_the_impossible_-_peter_marshall.rar

berkeley pre-game communiqué (that’s not the sky, that’s the ceiling)

Posted in ABD (USA), Anarşizm (Anarchizm), Anti Kapitalizm (Anti Capitalism), Autonomism, Eylem (Protest), okullar ( schools ) on Mart 3, 2010 by anticopyrighttr

BİLGİ / INFO

http://occupyca.wordpress.com/

http://twitter.com/OccupiedHCC

Berkeley UCI’da süren bir işgal ve isyan var. öğrenciler 25 şubatta işgalin olduğu yerden başlayarak bir sokak partisi/isyanı başlattılar. yaklaşık 300 eylemciye karşılık 25 polisle süren isyan birkaç tutklama dışında gayet başarılıydı. buradaki görüntülerde bir yandan isyanın/partinin nasıl başladığını ve sürdüğünü izlerken bir yandan da tüm bunların amacını arka fondaki arkadaştan dinleyebilirsiniz. aynı zamanda 4 martta okulda büyük bir eylem ve grev yapılacak. daha detaylı bilgilere ulaşmak için bloglarını ve twitter adreslerini takibe alın.

There’s an ongoing riot and occupation on Berkeley UCI. On the February 25th there was a riot/street party started at the occupied building through the streets. this was very powerful and energic riot. and they just gave two arrest. and also they’ll gonna do big strike at the march 4th. for more info and news you can watch their blogs and follow their twitters.

İNGİLİZCE AMA GÖRÜNTÜLER SÖZLERDEN DAHA ÖNEMLİ / ENGLISH BUT THE IMAGES ARE MORE IMPORTANT THEN SPEECH

netten izle / watch online

http://www.youtube.com/watch?v=7h_9O7P-QXg

indir / download

http://www.zshare.net/video/732377312ae465aa/

the black block papers

Posted in ABD (USA), Anarşizm (Anarchizm), Anti Faşizm (Anti Fascism), Anti Kapitalizm (Anti Capitalism), Autonomism, e-kitap ( e-book ), kara blok ( black block ), yakın tarih ( near history ), şehir ve direniş ( city and resistance ) on Ocak 10, 2010 by anticopyrighttr

kuzey amerika kara bloğundan savaş karşıtı hareket ve seattle’ a uzanan, 1998 – 2005 arasını kapsayan kronolojik çalışma ( 379 sayfa )

history of black block; an anthology fabout the  north american anarchist black block, seattle and anti war movement between the years of 1998- 2005 ( 379 pages )

çalışmaya katkıda bulunmak ve hard copy olarak almak için / for buying as a book:

http://www.infoshop.org/page/BlackBlocPapers

İNGİLİZCE / ENGLISH !!!

indir / download:

http://rapidshare.de/files/48975711/Black_Block_Papers-II.rar.html

ya da / or:

http://hotfile.com/dl/23684340/0598396/Black_Block_Papers-II.rar.html

ya da / or:

http://netload.in/dateiVU0GUf2vab.htm

ya da / or:

http://www.gotupload.com/p2h3s5hfuqdg/Black_Block_Papers-II.rar

ya da / or:

http://rapidshare.com/files/333312878/Black_Block_Papers-II.rar.html

wobblies and zapatistas

Posted in Anti Faşizm (Anti Fascism), Anti Kapitalizm (Anti Capitalism), Anti Militarzim (Anti Militarism), Autonomism, e-kitap ( e-book ), emek hareketleri ( worker movements ), insan hakları (human rights), Sınıf Savaşı (Class War) on Ocak 4, 2010 by anticopyrighttr

İki kuşak ve iki gelenek arasında – bir anarşist ve marksizm etkili pasifist arasında devrimler, doğrudan eylemlilikler, globalizm karşıtı toplantılar, özgürlük okulları, zapatist kooperatifler, haymarket ve petrogard, wildcat eylemlilikleri, eskil protestan topluluklar,  fabrika işgalleri, öz örgütlü konsiller ve sovyetler, unutulmuş devrimciler, savaş karşıtı hareketler ve tutsakevi isyanlarına kadar uzanan analizler ve diyaloglar. ( 257 sayfa )

Wobblies and  Zapatistas offers the reader an encounter between two generations and two traditions. Andrej Grubacic is an  anarchist from the Balkans. Staughton Lynd is a lifelong pacifist, influenced by Marxism.

The authors accompany us on a journey through modern revolutions, direct actions, anti-globalist counter summits,  Freedom Schools, Zapatista cooperatives, Haymarket and Petrograd, wildcat strikes, early Protestant communities, occupied factories, self-organized councils and soviets, the lives of forgotten revolutionaries, antiwar movements, and prison rebellions. ( 257 pages )

İNGİLİZCE / ENGLISH !!!

indir / download:

http://rapidshare.de/files/48939824/Wobblies_and_Zapatistas.rar.html

not:  ” odtü’ nün sesi ” sayfasını hazırlayanlardan  kitabın tanıtımını yapan arkadaşa ithaf olunur.

die rote zora

Posted in aktivizm (activism), Anti Faşizm (Anti Fascism), Anti Kapitalizm (Anti Capitalism), Autonomism, Belgesel (Documentary), Kadın Hakları (Women Rights), Şehir Gerillası (Urban Guerilla) on Aralık 18, 2009 by anticopyrighttr

BU BİR AŞK HİKAYESİ DEĞİL, ATAERKİNİN KURUMLARINA KARŞI SİLAHLI MÜCADELE

Birçok feminist kuramcı ve aktivist, saldırı ya da savunma amaçlı, fiziksel ya da sözel olsun kategorik olarak ‘şiddet’e karşıdır. Buna neden olarak (kendi içinde son derece muğlak bir terim olan) ‘şiddet’in kökeninin ataerkil kültür ve ataerkil zihniyet olduğunu ve bir şekilde erkeklerin ‘icadı’ olduğunu gösterirler. Oysa ki şiddet doğal hayatta sayısız biçimde var olmakta ve yerel eko-sistemlerin dengesine önemli biçimde katkıda bulunmaktadır. Bazı feminist düşünürlerin şiddete ve güç ilişkilerine yönelik çözümlemeleri dikkat çekici olsa da, üzerimizdeki tahakkümü karşı hedef alan devrimci şiddetin tümüyle lanetlenmesi, oldukça karmaşık olan bir durumun fazlasıyla basitleştirilmesidir.

Kadınlar ve erkekler olarak hepimiz ataerkil tirani örgüsünün içine doğuyoruz, bu örgüde bize baskı uygulayanlar bizi siyasal ve toplumsal olarak boyun eğmeye zorlamak için şiddeti kullanıyorlar ve hepimiz hayatlarımız üzerinde yeniden hak iddia edebilmek için umutsuzca yeni yollar arıyoruz. Ataerkiye ve medeniyete karşı özgürleşme mücadelesinde silahlı direniş hareketlerinin rolünün (ve kadınların bu hareketlere katılımının) tamamiyle ‘özcü’ bir bakış açısıyla incelenmesi – örneğin Robin Morgan’ın sıklıkla alıntılanan çalışması “The Demon of Lover” ‘da yaptığı gibi – kadın tarihsel (herstorical) revizyonizmin- yanıltıcı ve aldatıcı bir biçimidir. Bu yaklaşım, Birleşik Devletler’in güneyindeki köle sahibi silahlı kamplara Yeni Afrikalı dostları tutsaklıktan kurtarmak için yapılan gerilla baskınlarında başı çeken Harriet Tubman ya da Assata Shakur, Marilyn Buck, ve Bernadhine Dhorn gibi silahlı mücadeleyi bir taktik olarak coşkuyla benimsemiş ve bundan en ufak bir pişmanlık duymayan kadınların hayatını yok sayar. Bu makale, silahlı mücadeleyi savunmaya çalışmayacak (çünkü bizce bunu meşrulaştırmaya gerek yok), onun yerine ataerkinin kurumlarına karşı şiddet kullanarak mücadele eden birçok grup arasından ikisi üzerine yoğunlaşacak.

“Feminist hareketi anlayan ya da gerçek kadının ruhunu bilen hiç kimse kadınların erkekleşmek için mücadele ettiğini varsaymak hatasına düşmez. Bu fikir eril zihniyetin bir buluşudur. Kadınlar bugün de yüzyıllardır olduğu gibi kadın olma özgürlüğü için mücadele ediyorlar.” Anne B. Hamman

Batı Almanya’da Devrimci Hücreler’in ve Rote Zora’nın Silahlı Mücadelesinin Kadın Tarihi

Devrimci Hücreler’ in (RZ) ilk kez kendini göstermesi, 16 Kasım 1973′ te Batı Almanya’ da ITT’ye karşı düzenlendiği saldırı ile oldu. Saldırının amacı bu çokuluslu şirketin Şili’ deki Pinochet askeri darbesine verdiği katkıya dikkat çekmekti. 1975’te RZ’ deki kadınlar, Almanya, Karlsruhe’deki Federal Anayasal Mahkeme’ye karşı ilk patlayıcı kullanılarak yapılan saldırıyı düzenlediler. Saldırı mahkemenin yeni kürtaj yasasını desteklemesinden bir gün sonra gerçekleşti. RZ kadınları, doğal olarak, tüm kadınların bedenlerinin kaderlerini tayin hakkını ve bunun bir parçası olarak her kadının tam bir kürtaj hakkına sahip olmasını talep ediyordu. 1976′ da birçok kadın RZ’ den ayrıldı ve kendi ayrı gruplarını kurdu. Her ne kadar bazı kadınlar Devrimci Hücreler’ in bir parçası olmaya devam ettiyse de, ataerki karşıtı militan feminist grup Rote Zora (Kızıl Zora) 1977′ den itibaren özerk ve bağımsız biçimde hareket etti. Bu süreçte Devrimci Hücreler de odağını Almanya’daki nükleer karşıtı harekete destek vermek için gizli sabotaj eylemlerine kaydırmıştı.

Kızıl Zora ağırlıklı olarak ataerkil kurumlara, şirketlere ve tüm dünyada kadınlara baskı uygulayan ve kadınları sömüren eril cinsiyetçi toplumu temsil eden ve kuran kişilere saldırdı. Porno tüccarlarına, sex shop’lara, uluslarası kadın tüccarlarına (Asyalı kadınları Batı Alman erkeklerine “gelin” olarak ithal ederek kar edenlere), zorla kısırlaştırma ameliyatları yapan doktorlara, Doktorlar Birliği’ne (“Bize göre Doktorlar Birliği önlüklü tecavüz savunucularıdır”) ve doğum kusuruna sebep olan Duogynon’u üreten Schering gibi şirketlere saldırdı. Kızıl Zora’nın gözde taktiklerinden biri de yasal olmayan sahte otobüs ve tramvay biletleri basmaktı. Kızıl Zora ayrıca 1984′ teki barış hareketine bir eleştiri geliştirebilmek için uğraştı. Kızıl Zora’ya göre barış hareketinin hatası, silahlanma ve kriz arasındaki emperylizm bağlamını tartışmak yerine siyasal amaçlarını metrpoldeki barışın korunmasına yoğunlaştırmasıydı. Bu bağlam, Üçüncü Dünya’daki sefalet ve toplumsal kesintiler; cinsiyetçilik ve ırkçılıktı.

1990’larda Kızıl Zora

1990’ların ilk yıllarında RZ eylemlerini Batı Almanya’ nın göçmen ve mülteci politikaları konusuna yoğunlaştırdı. Köln’ deki Merkezi Sicil Merkezi’ne yapılan saldırı ya da Batı Almanya Göçmen Polisi Başkanı Hollenburg’un yaralanması gibi saldırılar, militan siyasetlerinin kapsamının genişliğini gösterdi. Saldırıya uğrayanlar Almanya’ daki ırkçı iltica politikalarından doğrudan sorumlu olan kişilerdi. Tüm belgeleri, dosyaları ve verilerini imha ettikleri kurumlara yapılan saldırılarda ise niyetleri devlet tarafından denetlenmeyen ya da düzenlenmeyen bir alan yaratmaktı.

1970’lerin başından itibaren, RZ ve Kızıl Zora ataerkil kültürün altyapısına yönelik 200 kadar saldırı düzenledi. Kızıl Zora’ nın en kapsamlı ve başarılı saldırı harekatı, Batı Almanya’ nın en büyük giyim üreticilerinden olan Adler Şirketi’ nin 10 şubesine yerleştirilen yangın bombaları oldu. Şirket Güney Kore ve Sri Lanka’ daki fabrikalarda düşük ücretlerle çalışan kadınların ürettikleri kıyafetleri Almanya Federal Cumhuriyeti’ nde indirimli fiyatlarla satıyordu. “Güney Kore Adler’ deki kadınlar azami çalışma yetilerinin sömürülmesine karşı mücadele ediyorlar ve gündelik hayattaki cinsiyetçilikle savaşıyorlar. Almanya Federal Cumhuriyeti’ nde mücadelelerine destek istiyorlar. Sonuç olarak üç kıtaya yayılmış, anlamsız üretim merkezlerinde, özellikle de Güney Kore ve Sri Lanka’ daki Adler’de çalışan kadınların boktan çalışma ve yaşama koşulları, bildirilerle, etkinliklerle ve Adler’ in perakende satış yerlerinde yapılan eylemlerle daha çok bilinir oldu. Bu eylemlerde emperyalizm karşıtlığı pratik olabilir. Yani oradaki (Güney Kore’ deki) kadınlarla, buradaki kadınların (Kızıl Zora) mücadelelerinin bağdaşması mümkündü. Biz Üçüncü Dünya kadınları için savaşmıyoruz, onlarla birlikte savaşıyoruz.” (Kızıl Zora’nın Adler açıklamasından alıntı)

1987′ de Kızıl Zora ve Berlin’deki kız kardeş grupları Amazonlar (Amazonen) Batı Almanya’da on tane Adler mağazasını bombaladı ve milyonlarca dolarlık hasar yarattı. Saldırılar sonucunda Adler, tekstil çalışanlarının taleplerine cevap vermek zorunda kaldı. Bu militan direnişin etkili olabileceğine açık biçimde örnek oldu. Hem Kızıl Zora hem de Devrimci Hücreler’in yapıları anti-otoriterdi ve hedef seçerkenki karar verme süreçleri merkezsizleşmişti. Ayrıca her ikisi de militan doğrudan eylemin devrimci hareketin sadece bir kısmı olduğuna işaret ediyorlardı. “Her ne kadar etki alanı geniş ve kapsamlı siyasal kampanyalara ve toplumsal hareketlere katılımımızı militan eylemlerimizle yapıyor olsak da bu eylemler, bildiri ve el ilanları dağıtmaktan, yürüyüşlerden, oturma eylemlerinden, gazete basmaktan, insanları eğitmekten ya da ev işgallerinden daha önemli değiller. Yapılacak eylemleri seçmede hiyerarşik bir sisteme sahip değiliz. Hiyerarşik bölümlenmelerle düşünmek eylemleri ayrıcalıklı bir bakış açısıyla değerlendirmeye yol açıyor ve ataerkil düşünce biçimine yaklaştırıyor.” (1980 yılında Autonomie’de yayınlanan RZ üyeleriyle yapılmış röportajdan alıntı.)

Kızıl Zora’nın oldukça militan doğrudan eylemlerinin taktiksel başarısının nedenlerinden biri, birçok insanın önceden bilgilendirilmiş olduğu ve ilgiyle yaklaştığı konulara eğilmeleriydi. Örneğin Kızıl Zora eylemleri, anarşist ve radikal medyanın cinsiyetçilik, kadınların ezilmesi ve sömürülmesi, kadınların bedenleri üzerinde denetim sahibi olma hakları konularında uzun zamandır kamuyounu bilgilendirdiği Batı Almanya’da varolan kitlesel feminist hareketlere çekici geldiği için geniş destek kazandı. Her ne kadar RZ Kızıl Zora kadar çok destek kazanmadıysa da, 1987’de Devrimci Hücreler’in destekçileri “Der Weg Zu Erfolg” (Başarıya Giden Yol) adlı stratejilerini, siyasetlerini ve eylemlerini anlatan bir kitap yayınladı. Bir haftadan kısa bir süre sonra kitap radikal kitabevlerinin raflarında yerini aldı ve 3000 civarındaki baskının tümü satıldı.

RZ’nin ve Kızıl Zora’nın birçok eylemi halk desteği olmaksızın bu kadar etkili olmazdı. Kendi başlarına eylemleri onların uzun erimli mücadeleden yalıtılmasına neden olabilirdi. Fakat kitle hareketlerinin desteğiyle RZ ve Kızıl Zora yer üstü mücadelede etkin olan birçok insan arasında yeraltındaki kimliklerini ifşa etmeden çalışma imkanı buldu. Kızıl Zora’nın kadın tarihinde sadece bir kadın Kızıl Zora’ya üye olduğu için tutuklandı ve delil yetersizliği sonucu aleyhine yapılan suçlamalar düşürüldü.

Belgesel yakalanabilen tek üyesi ile yapılmış bir röpörtajdır.

Rote Zora, a militant feminist group, started in 1974, when they bombed the Federal Constitutional Court of Germany in Karlsruhe to protest against the abortion law.

In addition they bombed the Federal Doctor’s Guild (in 1977), numerous sex shops, the cars of landlords, the Siemens company, and the company Nixdorf Computer AG. While carrying out hundreds of attacks, the group always took care to not physically harm people.

Rote Zora was a split from the organization Revolutionary Cells, though some members continued to associate with both. The group’s last action was in 1995.

the file that we uploaded is a documentar interview with the only member who was arrested while rote zora was active.

Die Rote Zora war eine feministische und linksradikale Gruppe in der Bundesrepublik Deutschland. Anfang der 1970er war sie Teil der Revolutionären Zellen, von denen sie sich in den 1980er löste und selbständig wurde.

Die Frauen der Rote Zora verstanden sich als mehr oder weniger loser Zusammenhang von radikalen Feministinnen. In einem Interview, das sie der Zeitschrift Emma zur Verfügung stellten, berichteten sie 1984 erstmals ausführlich über ihre Ziele und Arbeitsweisen und luden alle interessierten Frauen ein, mit ihnen ein auch im Alltag umsetzbares Konzept radikaler feministischer Kritik und Praxis zu entwickeln. Dabei wollten sie sich nicht allein auf spezifische Frauenthemen beschränken. Neben der internationalen Frauensolidarität, Kampf gegen den § 218, Reproduktionsmedizin und Gentechnologie, Sextourismus und Frauenhandel, Lebenssituation von Flüchtlingen, legten sie ihren thematischen Schwerpunkt auf die Lebens- und Arbeitsbedingungen von Frauen in Ländern und Regionen mit besonders entfesselten Formen wirtschaftlicher und patriarchaler Verwertung.

Sie verstanden ihre Politik nicht als extrem, sondern als radikal. Ziel sei es nicht, sich von der Frauenbewegung durch extreme Formen abzugrenzen, sondern mit Frauen in extremen Widersprüchen (z.B. wirtschaftliche Abhängigkeit der betroffenen Frauen und der damit verbundenen Zwang zur Prostitution etc.) radikale Veränderungen fordernde Antworten zu finden. Unter Radikalität verstanden sie auch eine Kritik an strukturellen Gewaltverhältnissen, die sich somit auch in Gesetzen widerspiegeln würden. Radikale feministische Position kämen somit konsequenterweise mit dem Gesetz in Konflikt. Eine grundlegende Voraussetzung für eine radikal feministische Politik sahen sie in der Solidarität unter Frauen, die sich auch frech und selbstbewusst organisieren müsse. Dazu forderten sie Frauen generell auf, sich in Banden zusammenzuschließen. Militarismus wird generell einer Kritik unterzogen. Die von ihnen als legitim erkannten Widerstandsformen beschreiben sie mit dem Begriff Militanz. Bei ihren Aktionen legten sie Wert darauf, dass Menschen nicht in Gefahr geraten.

ALMANCA / GERMAN !!!

indir / download:

http://rapidshare.com/files/388387271/rote_zora.part1.rar
http://rapidshare.com/files/388223960/rote_zora.part2.rar